14 ASIR EVVEL DOĞAN
GÜNEŞ
Vakit
güneşin gidiş vaktiydi…
Kızıllık evleri örtüyor, karanlık hafiften
kendini gösteriyordu. Zeynep pencerenin önünde oturmuş güneşin gidişini
seyrediyordu. Gözleri bir an masanın üstünde duran Kur'an-ı Kerim'e ilişti.
İçine dolan huzur tarifsizdi…
Günlerden perşembeyi gösteriyordu takvim.
20 Nisan Perşembe...
14 asır evvel doğan güneşin tarihini...
Zeynep mutlu, Zeynep sevgi doluydu. Peygamber’ine, Asr-ı saadet efendisine hayrandı, âşıktı, sevgi doluydu. Eline aldığı kalemi sanki konuşuyor, boş kâğıda haykırıyordu. Kalbinden kalemine şu sözler döküldü.
''Peygamberim, nur yüzlüm, gül kokulum, canına canımız feda efendim. Mekke'de dünyaya güneşin doğduğu zaman, insanlık senin nurunla nurlandı. Kalpler sevginle doldu. Hazreti Halime gözlerine doyamıyordu. Gelişin Mekke’ninde doğuşuydu. Cahilliğin bitişi, samimiyetsizliğin gidişi, kız çocuklarının diri diri toprağa gömülüşünün sonuydu.
Altı yaşındaydın… Öksüzlüğü ardından yetimliği yaşadın. Mekke’de döktüğün gözyaşları hala içimizi yakıyor efendim. Hâlâ anne derken titriyor dilim. Bunca acıya rağmen sen hep ‘ümmetim ‘ derdin. Büyüdün, varlığın insanlığa güç verdi. Müşrikler bile sana Muhammed-ül Emin derdi. Ahlakın bütün insanlığa bedeldi. Kimseyi incitmeyen kalbin, Tarifte , Uhutta, Hendekte incindi. Kâbe’deki ağlayışın '' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin'' deyişin geldi aklıma.
Ey sevgili ..!
En sevgili ..!
Özledik... Kokunu, adaletini, ahlakını sevgini özledik… Gelseydin, görseydin bir halimizi. Perişanız efendim, sana muhtacız, şefaatine muhtacız. Kardeşlerimiz gülerek ölümü beklerken, adaletine hasretiz. Sen gittin, sevgisizlik sardı ruhlarımızı, yüreklerimiz çöle döndü efendim. Hani Hz. Enes'le paylaşmıştın ya özlemini '' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim '' demiştin ya. Bende seni öyle çok görmeyi isterdim ki Resulüm. Hiç bir güneş senin yüzün kadar aydınlatamazdı beni. Görseydim, kokunu içime çekteydim gül yüzlüm. Bir ben değil bütün kâinat özleminle yanıp tutuşur. Şimdi bir gelsen kuruyan çöllerimiz hayat bulsa, kanayan yaralarımız dursa, sevgin bütün kardeşlerimizi sarsa. Şimdi bir gelsen, en çok özlenenin özlemi son bulsa…
Sultanım ..
Sen ki Medine minberinde '' ümmeti ümmeti '' diye hüznü giyen sevgilim. Sen ki bir eline ayı, bir eline güneşi verseler davandan vazgeçmeyen Resulüm. Ben seni görmeyen kullardandım. Seni gören kullar kadar sana sevdalıydım. Şimdi bana bıraktığın Kurân-ı Kerim ve sünnetinle hem sevgini hem de özlemini yaşıyorum.
Ey gönlümün Sultanı ..
Binlerce salat selam sana olsun nazlı Yârim. Rabbimin nezdinde sana lâyık bir kul olmak duasıyla… Zeynep hıçkırıklarla kalemini bırakmış, suspus olmuştu. Bir nebzede olsa sevgiliye, en sevdiğine içini dökmüştü.
Sevgili kardeşlerim siz iki cihanın göz bebeğine ne söylemek isterdiniz?
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN EFENDİM
HACER ÖZYANIK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder